2 Mart 2011 Çarşamba

Evladın Babasına Attığı Kazık


Herşeyin başlangıcı bu resimde ki adam. Jorge Valdano.. Son 15 yılda la ligada dengeleri değiştiren adam. Cruyff'un Dream Team kadrosu Barcelona şampiyonluğu kendi muhteşem oyunu ile beraber kimle aldı dersiniz. İlk şampiyonluklarında Real Madrid lig kupasını son hafta Tenerife de kaybetti. Tenerifenin başında Valdano. Ertesi sezon aynı tarife. Kısacası Dejavu. Jorge Valdano Real Madrid'in öz evladıdır. 80'lerin son zamanlarında Real Madrid formasıyla çılgın atmış birisi olarak kramponları bir kenara bırakınca 90'lı yılların hain evladı oldu mu. Bizim buralarda olsa olurdu ama orada olmadı. Real Madrid başa bela olan oğlunu getirdi , o da bu beklentinin ardına yakışanı yaptı ve Real Madrid onla şampiyon oldu. Sene 1994. Raul Gonzalez Blanco'nun çıkış yaptığı sene. Biz 3 yaşındayız tabi o ara. Raul'un ilk oğluna onun ismini vermesi de güzel bir ayrıntı. O sezonun ardından Valdano şampiyon oldun kalcılardan değilmiş ki gitmiş Valencia'nın başına.

Aradan seneler geçiyor tabi. İlk Los Galacticos dönemi. Kapısını çalıyor bu sefer yıldız manyağı Florentino Perez. "İş bilir" unvanı var adamın tabi o zamanlar Perez takımı ve kasayı emanet ediyor. O sene Luis Figo takımdan içeri girdi ilk başta, bunla beraber Los Galacticos harekatı başladı ama ama hikaye buradan 3 Fernandoya uzanıyor. İlk yolcu Fernando Redondo olmuş. Madrid taraftarı havaalanını basmış. Arkasından gelen 73 milyon euroluk Zidane ile Ronaldo da gelince sıra gelmiş geride kalan 2 Fernandoya. Bu 3 Fernandonun mevkisel olarak özellikleri farklıydı ama tek ortak özellikleri vardı. Yürekten oynamaları bir, Raul ile çok yakın arkadaş olmaları iki. O zaman takımın başında Vicente Del bosque var. 1 günde Fernando Hierro(!) ve Vicente Del Bosque'nin fişi kesildi. Hierro gibi bir adamı halen daha deli divane arıyor Real Madrid. Devam ediyor Valdanonun işleri. Perez döneminde Pepe, şuan Real'in vazgeçilmez stoperi olan bu arkadaş, yalnızca 2 milyon euroya öneriliyor Real Madride. Forması satmaz stoper oyuncunun diye almıyorlar. 2007-2008 transfer sezonunda Pepe'ye ödenen rakam 30 milyon euro. Paris St German'de çılgın bir sezon geçiren Ronaldinho, eski Barcelona başkanı Juan Laporta o zaman aday diyor ki "başkan olursam size onu getireceğim". Bas bas bağırıyor adam dünya yıldızı bu adam la ligayı uçuracak. İlk Real'in eline düşüyor Ronaldinho. Diğer yanda da Beckham var. Beckham daha yakışıklı, daha çok hayranı var. Forması satar. Beckham o sene alınıyor. Ronaldinho Barcelonaya kalıyor. Jorge Valdano gene Barcelonaya çalışıyor. Ronaldonun da gelmesiyle beraber Los Galacticos tamamlanıyor, geriye son Fernando kalıyor. Kalan son Fernando Morientes ise 1 sezon anca dayanıyor. Sonra Monacoya kiralanıyor. O da intikamını Çeyrek finalde attığı golle alıyor Madrid ağlarına. Valdano'nun işleri gene Real'e işliyor..

3 Fernandoyuda yaktı Jorge Valdano. Yanan Fernandoların ahı Real'e de tuttu. 3'üde gittiği takımlardan tutunamadı. Hierro arap parası yedi, Redondo Milanda müzmin sakat oldu, Morientes, Liverpool hayal kırıklığı, Valencia derken çürüdü gitti. Önce Tenerife ile verdi iki şampiyonluğu Barcelonaya Valdano, sonra Ronaldinhoyu almayarak bir 2 şampiyonluk daha ekledi Barcelona hanesine. İlk perez döneminde bir sezonda 3 teknik direktör değiştirdi Real Madrid ve Vicente Del Bosque den sonra kimse Real Madridi istediği başarılara ulaştıramadı. Şimdi ne oluyor dersiniz. Valdano gene çalışıyor. Mourinho ile uğraşıyor. Del Bosque'nin başarılarından daha ötesini getirebilecek bir adamla. Ama bilmesi gereken bişey var. Mourinho'nun isminde Fernando yok..

Real Madrid bu iki büyük egonun çarpışmasında büyük yara almak istemiyorsa Mourinhonun yanında durmak zorunda. Şimdilik yapılanlar öyle gibi duruyor. Valdanonun takım içine girmesi yasaklandı. Transfer istemeyen Valdanoya rağmen Adebayor getirildi. Ligde ki gidişat kimin lehine derseniz, oklar Valdanoya çıkar. Ama bütün genele baktığınız zaman, artık Valdano ile yolların ayrılma vakti gelmiştir. Mourinho ile devrim şart !

Yazının genelinde destek aldığım yer http://acetobalsamico.blogspot.com/ , Bülent Timurlenk.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder