11 Mart 2011 Cuma

Anlamlı


5 Mart 2011 Cumartesi

5 Şubat 2011


5 şubat 2011

Bu tarih futbol tarihine damgasını vuracak türden bir tarih. Artık bir daha ki sefere 5 şubatta oynanacak olan her maçta geriye düşen her takımın kazanma hırsı daha da bir artacak. Neden mi ?

1-) Arsenal dakika 26 da deplasmanda 4-0 öne geçti. Newcastle united maçı 87. dakikada 4-4'e getirdi. 90+1 de 5 i kaçırdı
2-)Everton Blackpool maçının ilk yarısı 1-1 bitti. İkinci yarı Everton 2-1 öne geçti. Blackpool 3-2 yaptı. Everton 5-3 yaptı. Louis saha 4 gol attı !!
3-)Bayern Münih, Köln deplasmanında ikinci yarının ortalarına kadar 2-0 önde götürüyordu maçı. Köln tam 15 sene sonra Bayern'i yenmeyi başardı 3-2'lik skorla !
4-) Stoke city - Sunderland maçında, 2.dakikada Kieran Richardsonla 1-0 öne geçiyor Sunderland. Dakika 40 da 1-1 oluyor. Sunderland 2-1 yapıyor ikinci yarının hemen başlarında. Maç'ı 3-2 Stoke city kazanıyor.
5-)mönchengladbach - stuttgart maçında ilk yarıyı kendi evinde rahat bir şekilde 2-0 önde kapatan mönchengladbach, maç sonrasında 3-2 mağlup ayrılıyordu sahadan.
6-) wolverhampton manchester united maçı felaket. Manu, yendiği takdirde 30 maçtır yenilmemezlik serisi yaparak Premier lig rekoru kıracak. Dakika 2'de Nani ile 1-0 öne geçiyor, herkes Man u bu maçı aldı sanıyor. Düdük son kez öttüğünde ev sahibi wolverhampton 3 puanı 2-1'lik skorla alırken, Manu hem rekordan oluyor, hemde yenilmez ünvanından.

7 ve 8 de bizim ligimizden

Kayserispor - Ankaragücü maçında Ankaragücü 1-0 öne geçtiği maçta 90+5'de yediği golle 2-1 kaybediyor.

Fenerbahçe ise Manisa deplasmanında 1-0 geriye düştüğü maçtan 3-1'lik skorla galibiyete ulaşıyor.

8 tane comeback.. bir kaç tanesi kulüplerin hafızalarından asla silinmeyecek belkide. Ama bu geri dönüşler bu günün tarihe geçmesi için yeterli bence.

4 Mart 2011 Cuma

Sen Hangisisin ?


Sattığına sevinen misin ? Aldığına üzülen misin ?

3 Mart 2011 Perşembe

Aynı Hafta 2 El Classico !


Önce Mestalla da kral kupasında, kral ile ona en büyük başkaldırıyı yapan katalunya ordusunun savaşı, sonra 9 senedir kalesi yıkılmamış bir seçilmiş komutanın kalesini dünyanın şuan görmüş olduğu en büyük orduya karşı savunması. İki güzel hikaye.. . Aynı hafta içinde iki el classico. Biri 17 nisan 2011, diğeri ise 20 nisan 2011 olması kuvvetle muhtemel. Resim gene eskilerden, Barcelona maçına gelmeden şampiyonluğunu ilan eden Madridi alkışlayan Barcelonalı futbolcular. Xavi derki "o an gözümün önünden asla silinmiycek, her Real Madrid maçında.."

Kaptan !


çocukken Juventus taraftarı, en yakın takipçisinin bayrak adamı. Paolo Maldini..

2 Mart 2011 Çarşamba

Evladın Babasına Attığı Kazık


Herşeyin başlangıcı bu resimde ki adam. Jorge Valdano.. Son 15 yılda la ligada dengeleri değiştiren adam. Cruyff'un Dream Team kadrosu Barcelona şampiyonluğu kendi muhteşem oyunu ile beraber kimle aldı dersiniz. İlk şampiyonluklarında Real Madrid lig kupasını son hafta Tenerife de kaybetti. Tenerifenin başında Valdano. Ertesi sezon aynı tarife. Kısacası Dejavu. Jorge Valdano Real Madrid'in öz evladıdır. 80'lerin son zamanlarında Real Madrid formasıyla çılgın atmış birisi olarak kramponları bir kenara bırakınca 90'lı yılların hain evladı oldu mu. Bizim buralarda olsa olurdu ama orada olmadı. Real Madrid başa bela olan oğlunu getirdi , o da bu beklentinin ardına yakışanı yaptı ve Real Madrid onla şampiyon oldu. Sene 1994. Raul Gonzalez Blanco'nun çıkış yaptığı sene. Biz 3 yaşındayız tabi o ara. Raul'un ilk oğluna onun ismini vermesi de güzel bir ayrıntı. O sezonun ardından Valdano şampiyon oldun kalcılardan değilmiş ki gitmiş Valencia'nın başına.

Aradan seneler geçiyor tabi. İlk Los Galacticos dönemi. Kapısını çalıyor bu sefer yıldız manyağı Florentino Perez. "İş bilir" unvanı var adamın tabi o zamanlar Perez takımı ve kasayı emanet ediyor. O sene Luis Figo takımdan içeri girdi ilk başta, bunla beraber Los Galacticos harekatı başladı ama ama hikaye buradan 3 Fernandoya uzanıyor. İlk yolcu Fernando Redondo olmuş. Madrid taraftarı havaalanını basmış. Arkasından gelen 73 milyon euroluk Zidane ile Ronaldo da gelince sıra gelmiş geride kalan 2 Fernandoya. Bu 3 Fernandonun mevkisel olarak özellikleri farklıydı ama tek ortak özellikleri vardı. Yürekten oynamaları bir, Raul ile çok yakın arkadaş olmaları iki. O zaman takımın başında Vicente Del bosque var. 1 günde Fernando Hierro(!) ve Vicente Del Bosque'nin fişi kesildi. Hierro gibi bir adamı halen daha deli divane arıyor Real Madrid. Devam ediyor Valdanonun işleri. Perez döneminde Pepe, şuan Real'in vazgeçilmez stoperi olan bu arkadaş, yalnızca 2 milyon euroya öneriliyor Real Madride. Forması satmaz stoper oyuncunun diye almıyorlar. 2007-2008 transfer sezonunda Pepe'ye ödenen rakam 30 milyon euro. Paris St German'de çılgın bir sezon geçiren Ronaldinho, eski Barcelona başkanı Juan Laporta o zaman aday diyor ki "başkan olursam size onu getireceğim". Bas bas bağırıyor adam dünya yıldızı bu adam la ligayı uçuracak. İlk Real'in eline düşüyor Ronaldinho. Diğer yanda da Beckham var. Beckham daha yakışıklı, daha çok hayranı var. Forması satar. Beckham o sene alınıyor. Ronaldinho Barcelonaya kalıyor. Jorge Valdano gene Barcelonaya çalışıyor. Ronaldonun da gelmesiyle beraber Los Galacticos tamamlanıyor, geriye son Fernando kalıyor. Kalan son Fernando Morientes ise 1 sezon anca dayanıyor. Sonra Monacoya kiralanıyor. O da intikamını Çeyrek finalde attığı golle alıyor Madrid ağlarına. Valdano'nun işleri gene Real'e işliyor..

3 Fernandoyuda yaktı Jorge Valdano. Yanan Fernandoların ahı Real'e de tuttu. 3'üde gittiği takımlardan tutunamadı. Hierro arap parası yedi, Redondo Milanda müzmin sakat oldu, Morientes, Liverpool hayal kırıklığı, Valencia derken çürüdü gitti. Önce Tenerife ile verdi iki şampiyonluğu Barcelonaya Valdano, sonra Ronaldinhoyu almayarak bir 2 şampiyonluk daha ekledi Barcelona hanesine. İlk perez döneminde bir sezonda 3 teknik direktör değiştirdi Real Madrid ve Vicente Del Bosque den sonra kimse Real Madridi istediği başarılara ulaştıramadı. Şimdi ne oluyor dersiniz. Valdano gene çalışıyor. Mourinho ile uğraşıyor. Del Bosque'nin başarılarından daha ötesini getirebilecek bir adamla. Ama bilmesi gereken bişey var. Mourinho'nun isminde Fernando yok..

Real Madrid bu iki büyük egonun çarpışmasında büyük yara almak istemiyorsa Mourinhonun yanında durmak zorunda. Şimdilik yapılanlar öyle gibi duruyor. Valdanonun takım içine girmesi yasaklandı. Transfer istemeyen Valdanoya rağmen Adebayor getirildi. Ligde ki gidişat kimin lehine derseniz, oklar Valdanoya çıkar. Ama bütün genele baktığınız zaman, artık Valdano ile yolların ayrılma vakti gelmiştir. Mourinho ile devrim şart !

Yazının genelinde destek aldığım yer http://acetobalsamico.blogspot.com/ , Bülent Timurlenk.